Sorumsuzluk


Sorumsuzluk kadar “illet” bir şey var mı diye düşündüren bazı anlar olur ya insanı çileden çıkarır. 

Bu sorumsuzluk gafleti önce insanın kendisini yakalayabileceği gibi, kardeşine, eşine, çocuğuna, hatta belki de anne babasında da bulaşabilir. 

Bazen olumsuz olarak algıladığımız özellikler için çok çabuk “can çıkar huy çıkmaz” diyerek insanın huyuna suyuna veriyoruz. 

Sorumsuzluk durumuna gelince ben direk bu kaideyi kabullenemez bir ruh haline giriyorum.

Heleki belli bir karar alırsan, bir şeyler yapmak istersen bunların gerektirebilecek sorumluluklara sahip olmaktan başka çaren yok. 

Yok bunu yapamayacaksan o halde ıssız bir adaya taşınmalısın ki, kendi sorumsuzluğun yüzünden başkalarının canı yanmasın.

Yok öyle bir dünya ki, herşeyi herkes senin için yapacak.

Onlara layik evlat etsin Rabbim, anne babalar kendilerini adete adamış olurlar çocuklarına. Bunu ölene dek yapmayı hedef eylemiş. Fakat belli bir yaştan sonra insan artık bir kendine gelmeli. Kuş yuvadan uçar misali bazı şeylerin bilincine varmalı.

Allah uzun ömürler versin ailemiz olmadığında ne yapacağız?

Tabiki insanoğlu olarak aciziz herşeye yetişirim düşüncesi yanlıştır. İllaki gerektiğinde belli bir desteği istemek gerekir.

Fakat sorumluluklarını üzerimize almaktan hoşlanmayacağımız işlere girmeden önce değil iki kete üç kere, bir çok kere düşünmek gerek elbet.

Ve burada “bencillik” meselesi de çok düşündürücü olabilir.

Geplaatst in: Blog

Plaats een reactie